Bölge toplantısı Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Av. Ünsal TOKER, Adalet Bakanlığı, Mağdur Hakleri Daire Başkanı Ramazan GÜRKAN, İsveç Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Malin STAWE ve UNDP Kapsayıcı ve Demokratik Yönetişim Portföy Yöneticisi Burcu DİRAOR AYDIN’ın açılış konuşmaları ile başladı.
Konuşmasında adli destek merkezlerinin kurulumunun tamamlanmak üzere olduğunu ve personel görevlendirmelerinin de benzer şekilde gerçekleştirildiğini söyleyen Ünsal TOKER Türkiye Barolar Birliği’nin Adalet Bakanlığı ile yaptığı görüşmelerde Bakanlığın konuyu yakından takip ettiğini ve adli destek odalarının etkinliği sağlandıktan sonra tüm ülke geneline yaygınlaştırılması düşünüldüğünü belirtti.
Adalet Bakanlığı Mağdur Hakları Daire Başkanı Ramazan GÜRKAN ise Cumhurbaşkanlığı kararnamesinden sonra Adalet Bakanlığı bünyesinde suç mağdurları ve kırılgan gruplar ile çalışacak birimler oluşturulduğunu ve mevcut durumda bu birimlerin 114 adliyeye yaygınlaştırıldığını belirtti. Bu birimlerde suç mağdurlarına daha profesyonel ve nitelikli hizmet sunmak için psikologlar, sosyologlar ve uzmanlar mağdurlara destek için çalışmakta olduğunu ve önümüzdeki dönemde yeni uzmanların da katılımı ile insan kaynağı kapasitesinin %100 oranında artırılmasının hedeflendiğini sözlerine ekledi.
Ramazan GÜRKAN, ”Müdürlükleri kurup yapılanmayı tamamlamak amacımız ama işin niteliği çok önemli. Özellikle mevcut durumda CMK listelerinde her davaya her avukatın bakması gibi bir yaklaşım konusu. Proje ile birlikte önemli bir adım atıldı ve listelerin özelleştirilmesi gündeme geldi. Özelleştirilmiş listeler sayesinde özellikle pilot illerde başta kadınlar olmak üzere kırılgan gruplar daha nitelikli adli yardım hizmetlerine kavuşmuş olabilecekler.” dedi.
Bu süreçte Adalet Bakanlığının çok sayıda adım attığından bahseden GÜRKAN; Tedbir Mahkemelerinin belirlenmesi ve belirli hakimler üzerinden işin takibi öngörüldüğünü ve bir yıldır bu uygulamanın yapıldığını, kolluk görevlileri nezdinde İçişleri Bakanlığının Aile İçi Şiddet Büro Amirliklerini kurduğunu, ŞÖNİM’lerin aktif şekilde çalıştığını, en nihayetinde savunma (Avukat) ayağında da şiddet önleme merkezlerinin oluşturulmasıyla parçalar tamamlandığını belirtti.
ILA Projesinde alınan mesafe dikkate alındığında Bakanlığın koordinasyon toplantılarında ŞÖM’lerin de yer almasının faydalı olacağını vurgulayan Ramazan GÜRKAN alanda çalışan insanların birbiri ile koordine oldukları ve yüksek riskli vakaları tespit edebildikleri noktada başarı şansının artacağının altını çizdi.
İsveç Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Malin STAWE ise şiddetle mücadelenin dünya genelinde mücadele edilmesi gereken bir sorun olduğundan bahsetti. Toplumdaki farklı perspektifleri birleştirmek ve ortak bir söylem üretmek için bölge çalıştayının çok güzel bir fırsat olduğunu vurgulayan STAWE Şiddet Önleme Merkezlerinin yakın zamanda faaliyete geçtikten sonra ne kadar faydalı olduğunun hep birlikte görüleceğini ve bu noktada yerel koordinasyonun çok önemli olacağını sözlerine ekledi.
Projede bu aşamada önem taşıyan başka bir noktanın ŞÖM’lerin görünürlüğünü sağlamak olduğunu söyleyen Malin STAWE “Bu birkaç ay içerisinde merkezlerin görünürlüğünü sağlamak için katılımcıların fikirlerine güveniyoruz.” dedi. Ardından “İsveç olarak bizler projenin ortağı ve donörü olmaktan gurur duyuyoruz.” diyerek sözlerini noktaladı.
UNDP Kapsayıcı ve Demokratik Yönetişim Portföy Yöneticisi Burcu DİRAOR AYDIN ise sürdürülebilir kalkınma amaçları kapsamında adli yardım hizmetlerinin geliştirilmesine destek olmak ve Adalet Bakanlığı, TBB ile SİDA ile çalışmaktan büyük onur duyduklarını belirtti. Burcu DİRAOR AYDIN ayrıca “16. Sürdürülebilir kalkınma amacı barış adalet ve güçlü kurumlara vurgu içeriyor. Bu noktada insan hakları ve hukukun üstünlüğüne ilişkin güçlü bir yapı olmadan bu alanda sürdürülebilir kalkınma beklemek hayal olur. Özellikle dezavantajlı grupların hizmetlere erişimi konusundaki sıkıntılarını gidermek ve kalkıcı çözümler için Kamu – STK ve Vatandaşlarla birlikte çalışıyor olmak çok önemli. Bu nedenle tüm kurumların etkili katılımı ile tasarlanacak sistemler – mekanizmalar – hizmetler odak noktamızda yer alıyor.” dedi.
UNDP tarafından dünyanın çeşitli ülkelerinde uygulanan adli yardım programlarının hizmet ihtiyacı olan insanlara bu programları yakınlaştırarak kişilerin hizmetlere ulaşmasını kolaylaştırdığını vurgulayan AYDIN özellikle kırılganlığı yüksek grupların desteklenmesi ve kimsenin geride bırakılmaması en önemli şartlardan birisi olduğunu sözlerine ekledi.
Açılış konuşmalarının ardından:
- Türk Kadınlar Birliği Genel Başkanı Sema KENDİRCİ,
- Kadın Adayları Destekleme Derneği (Ka-Der) Başkanı Nuray KARAOĞLU
- Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi, Gülsüm KAV
- Uçan Süpürge Vakfı Başkanı, Halime GÜNER
Müteşekkil 4 sivil toplum temsilcisi toplumsal cinsiyet temelli şiddet konusunda topluluğa mesajlarını ilettiler. Sivil Toplum Temsilcilerinin konuyla ilgili ortak vurgusu şöyle gerçekleşti:
- STK’ların genel olarak barolarla ilişki kurmakta zorlanmaktadır ve proje baroların STK işbirliği konusundaki perspektifini güçlendirmektedir.
- STK – Baro işbirliği projenin Şiddet Önleme Merkezlerini tanıtma hedefinde oldukça kilit bir unsur olup tanıtım çalışmalarında yerel STK’ların yer alması önem taşımaktadır.
- İstanbul sözleşmesinin mevcut durumunun yanında CEDAW ve 6284 sayılı Kanunun ilgili maddelerini güçlendirmek önem arz etmektedir. Kadınlar ve kız çocuklarının bilmesi ve uygulaması gereken hukuki güvencelerin öğrenilmesinde STK’ların Baroların aktif katılımına ihtiyacı vardır.
- Proje mevcut iyileştirmelerinin yanında 6284’ün uygulamasına da katkı sunmaktadır.
- Baro – STK ilişkilerinin bireysel bağlantılar yerine kurumsal düzeye ele alınması gereklidir. Proje ve ŞÖM’ler uygulamada bu bağlantıyı sağlayan bir araç olabilecektir.
- Kadınların hem adalete erişim hem de şiddetle mücadelede ŞÖM’lerin de bir parçası olduğu erişilebilir kanalların artırılması gereklidir. Şiddete özel hatlardan toplumun farklı meslek gruplarının harekete geçirilmesine kadar bir çok unsur bu alanda kullanılabilecektir.
- Kadına yönelik şiddetle ilgili çalışan STK sayısı genel STK sayısına göre oldukça azdır. Dolayısı ile STK’lar arası iletişim – etkileşim de önemli bir gereksinimdir. Sivil toplumla karar vericiler arasında bir köprü görevi gören STK’ların karar vericiler ve Barolar gibi meslek örgütleri tarafından daha fazla dinlenmesi veya dikkate alınması sorunun çözümünü hızlandırıcı bir unsurdur.
Bölge toplantısında proje uzmanları tarafından STK – Baro İşbirliği, proje kapsamındaki çalışmalar, merkezlerin görünürlüğü ve yeni dönemden beklentiler alanlarında sunumlar gerçekleştirildi.
Etkinliğin ikinci yarısında katılımcı STK ve Baro temsilcilerinin tematik alanlarda görüş ve katkıları alındı. Bu çerçevede STK ve Barolar arası yerel koordinasyon ile merkezleri görünür kılmak temalarında grup çalışmaları gerçekleştirildi. Tematik çalışmalarda proje pilot illerinden toplantıya katılan katılımcılar bir yandan proje ekibine proje hakkında sorularını iletirken diğer yandan grup temalarında görüşlerini aktardılar.
Türkiye’de Adalete Erişim için Adli Yardım Uygulamalarının Geliştirilmesine Destek Projesi (ILAP) Faz II Hakkında:
İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı finansmanıyla Adalet Bakanlığı, Türkiye Barolar Birliği ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından uygulanan proje ile toplumsal cinsiyet temelli şiddete karşı adli yardım uygulamalarının geliştirilmesi amaçlanıyor.
Projede, etkin ve nitelikli adli yardım hizmetleri konusunda gerekli iyileştirme için başlıca dört alana odaklanılmaktadır. Bunlar, 1) Paydaşlar arası koordinasyon, 2) Hizmet sunumu için yapılandırılmış sistem, 3) Hizmet sağlayıcıların kapasitesinin geliştirilmesi 4) Adli yardım hizmetlerinde performans yönetimi ve değerlendirme mekanizmalarına ilişkin farkındalığın artırılmasıdır.
ILA Projesinde 7 ilde (Antalya, Balıkesir, Denizli, Mardin, Nevşehir, Samsun, Rize) Baro ve toplumsal cinsiyet temelli şiddetle ilgili çalışan STK’ların koordinasyonunun artırılması için ihtiyaç analizleri, ağ kurma ve işbirliği etkinliklerinin yanında adli yardım hizmetlerinin etkin şekilde karşılanabilmesi için şiddet mağdurlarına adli destek verecek merkezlerin kurulması sağlanacaktır. Ayrıca Avukatların toplumsal cinsiyet temelli şiddete karşı kapasitesinin artırılması amacıyla ihtiyaca özel eğitim programları uygulanacak ve baroların, adli yardım hizmetlerine ilişkin performans kriterleri ve değerlendirme mekanizması ile CMK avukatlarının görevlendirilmesine ilişkin otomasyon sistemi güçlendirilecektir.