UNDP Türkiye Hızlandırma Laboratuvarı, Açık Alan Gökçeada Projesi ile katılımcı tasarım süreçlerini çok partnerli bir öğrenme deneyimine dönüştüren ve mekân-yapma yöntemini kullanarak kent yaşamında dirençlilik ve sürdürülebilirliği destekleyen bir açık ortak kullanım alanı yaratmayı hedefliyor.
Kent sakinlerinin ve topluluklarının kent yaşamına yönelik karar alma süreçlerine aktif katılımını, kamusal mekânda katılımcı tasarım ve işbirlikçi öğrenme yöntemleri ile gerçekleştirmeyi amaçlayan Açık Alan Gökçeada, mekân-yapma pratiklerini yenilikçi yöntemlerle test ediyor.
Kesin, değişmez ve “bitmiş” bir kamusal mekân tasarımı sunmak yerine, yaşayan ve dinamik bir ortak kullanım alanı yaratabilmek için kent sakinlerinin gündelik ihtiyaçlarına cevap veren, farklı sosyal aktiviteler için alan sağlayan, düzenlenebilir modüler bir tasarım Gökçeada halkı ile birlikte tasarlandı.
Mart 2021’de başlayan katılımcı tasarım aşamasının hemen ardından, Eylül 2021’de Gökçeada halkının katılımı ile uygulama aşaması başlamış oldu. Projenin ilk aşaması olan kamusal alan için katılımcı tasarım yöntemleri, UNDP Hızlandırma Laboratuvarı, Marmara Belediyeler Birliği, Japan Innovation Network, Sotonoba ve Gökçeada Belediyesi tarafından yürütüldü.
Pandemi sürecinde tasarlanan tüm atölyeler, oturumlar ve katılımcı karar alma süreçlerinde dijital araçlar kullanıldı ve bu araçlar ihtiyaca yönelik olarak düzenlendi. Tasarımın Gökçeada’da uygulanması sürecinde mevcut yerel partnerler arasına Herkes İçin Mimarlık Ekibi de katıldı.
UNDP Türkiye Hızlandırma Laboratuvarı’nın yürüttüğü Mekanda Katılımcı Yöntemlerle Kamusal Alan Tasarımı Projesi | Açık Alan Gökçeada, Sürdürülebilir Kalkınma Amacı (SKA) 11 - Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar ve SKA 12 - Sorumlu Üretim ve Tüketim kapsamında, esnek mekânlara ve kullanımlara imkân verecek şekilde, çoklu fayda sağlayan açık bir topluluk merkezi oluşturmaya odaklanıyor.
Ağaçlarla kaplı bu yeşil alanı insanlar diledikleri gibi kullanabilecek. Örneğin, açık hava sineması kurabilecek, resim atölyeleri düzenleyebilecek ya da yoga yapabilecekler. Mekânda, sabitlenmiş banklar yerine taşınabilir, insanların yan yana oturabileceği, istedikleri gibi düzenleyebilecekleri modüller yer alacak. Çocuklar için güvenli ve doğal bir oyun alanı da olacak.
“Kamusal alanlar, etkileşim yoluyla kolektivizmi, eylemi, gösteriyi ve söylem yaratmayı teşvik eder. Bu bir ihtiyaç. Kentsel dayanıklılık en çok tartıştığımız ve pandemi ile deneyimlediğimiz konulardan biri. Basitçe, artık daha yaratıcı ve yenilikçi olmak zorundayız.” diyen UNDP Türkiye Hızlandırma Laboratuvarı Çözüm Haritalama Yöneticisi Gülşah Eker, “Bu bakımdan Açık Alan Gökçeada uluslararası düzeyde, başta yerel aktörler olmak üzere çok sesli bir öğrenme deneyimi. Türkiye’de ilk kez ülkeler arası ve çevrim içi bir katılımcı tasarım uygulaması yapılıyor olması değerli.” diye konuştu.
“Kamusal alanlar, kentlerdeki en önemli karşılaşma mekanlarımızdır. Bu mekanlar sayesinde bir araya gelir, birbirimizi tanır ve daha iyi anlarız. Açık kamusal alanlar ise her boyutuyla sağlıklı bir yaşamın en temel gerekliliği, pandemi bizlere bunu bir kere daha gösterdi.” diyen Marmara Belediyeler Birliği Eğitim Müdürü ve Proje Koordinatörü Görsev Argın ise sözlerine şöyle devam etti: “Açık Alan Gökçeada, sadece böyle bir açık kamusal alanı ortaya çıkaracağı için değil aynı zamanda bunu katılımcı bir mekan-yapma yöntemi ile ele alarak, zorlayıcı pandemi koşullarında ada halkını, ulusal ve uluslararası partnerleri bir araya getirdiği ve bu konuda yenilikçi bir iyi uygulama deneyimi sunduğu için de oldukça önemli.”
Proje temel olarak ‘Katılımcı Tasarım’ ve ‘Katılımcı Uygulama’ olarak iki aşamadan oluşuyor. İlk aşama olan katılımcı tasarım sürecinde, Gökçeadalı çocuklar, gençler ve yetişkinleri kapsayan, eğitimcilerin de destek verdiği dört farklı grup olmak üzere toplamda 150 kişinin katıldığı mekân-yapma pratiklerini içeren atölyeler düzenlendi. Atölyelerin temel amacı, her kullanıcının kendini en iyi şekilde ifade edebileceği araçları kullanarak mekâna dair fikirler, ihtiyaçlar ve öneriler için etkileşimli bir alan yaratmaktı. Atölyelerde çocuklar için yaş grubuna uygun boyalar, maket malzemeleri, haritalar kullanılırken, yetişkinler için yapılandırılmış düşünme ve tartışma alanları tasarlandı. Tasarım aşamasının sonunda ortaya çıkan konsept yine katılımcıların talepleri doğrultusunda son halini aldı ve belediye tarafından da onaylandı.
Bu sürecin ardından Herkes İçin Mimarlık ekibi öncülüğünde sahadaki uygulama işlemleri başladı. Katılımcı uygulama aşamasının en değerli katkılarından bir tanesi Gökçeada’da bulunan atık malzemelerin tasarım elemanlarının yapımında kullanılıyor olması. Bu aşamada Gökçeada halkından gönüllülerin katılabileceği tasarım-yapım atölyeleri ile taş işçiliği gibi yerel değerleri üreten ustalar ve tasarımın temel strüktürü ve Japon mimarisine özgü, dairesel bir yapı olan Ratunda’nın yapımına katkı vermek isteyen vatandaşlar ile bir araya gelmek üzere bir topluluk alanı oluşturuldu. Bu alan, belediye ve Herkes İçin Mimarlık ekibinin moderatörlüğünde adalıların bir araya geldiği ve mekâna özgü konuları tartışabilecekleri oturumlar ve söyleşiler için uygun bir ortam sağlıyor.
Konsept tasarımın yine katılımcı yöntemlerle uygulanması, mekânın sürdürülebilirliği ve sahiplenilmesi için en önemli gereksinimler. Katılımcı uygulama aşamasının Kasım 2021’de tamamlanması öngörülüyor.
Açık Alan Gökçeada, MARUF 2021 kapsamında, 2 Ekim’deki “Mekân ve politika tasarımında yenilikçi yöntemler / Community knows better: Innovative ways of space and policy design” oturumunda tanıtılacak.
https://www.tr.undp.org/content/turkey/tr/home/blog/2021/09/JCO.html
https://www.tr.undp.org/content/turkey/tr/home/blog/2021/04/cok-ortakli-ogrenme.html